Buğra Kavuncu: “Geçici Koruma Statüsü ile Ülkemizde bulunan; Suriyeliler, Afganistan ve Pakistan’dan gelen göçmenler, geldikleri ülkelere kesinlikle geri gönderilmelidir!”

İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu, Halk TV’de yayınlanan Kadraj programında, İpek Özbey’in konuğu oldu, sığınmacı sorununa dair çarpıcı açıklamalarda bulundu.

“İLK SEÇİMDE HÜKÜMETİN DEĞİŞMESİ GEREKİYOR”

İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Kavuncu, “Bu problemin ana müsebbibi Cumhurbaşkanı ve AK Parti’dir. Bunu hatırlatma ihtiyacı hissediyorum ben. Konunun kendisi o kadar sıkıntılı ve meşakatli ki bazen unutuluyor. Problemi yaratan irade değişmediği müddetçe problemi çözmemiz de çok zor. Hiç unutmamamız gereken şey, daha birkaç hafta önce sığınmacıların gideceğini söyleyen Cumhurbaşkanı’nın yeni açıklamasıyla sığınmacıların gitmeyeceğini söylemesidir. Bu konunun ve başka birçok problemin çözümü için, ilk seçimde hükümetin değişmesi gerekiyor. Anlat İstanbul çalışmamızda bir numaralı konu ekonomi, işsizlik ve yoksulluk. İlçelere göre değişiklik göstermekle birlikte ekonominin hemen ardından sığınmacılar geliyor. İlk üç mesele içerisinde bu var. Bu konu, çözülmesi en zor konulardan biri. Çok boyutlu bir mesele çünkü. Niye 11 yıldır konu gündemdeydi de son 1 ayda tartışılmaya başlandı? Çünkü ekonomi çok kötü durumda. Özellikle alt gelir grubundaki insanlar sığınmacılarla en çok yüz yüze gelen kesimler. İşsizlik ve yoksulluk zaten sorun olarak var olan bir problemi daha büyük sorun haline getirdi” dedi.

“SANKİ BİR PROTOKOLLE TÜRKİYE’YE GELMELERİ KONUSUNDA İMKÂN SAĞLANMIŞ GİBİ”

“Sorunu ikiye ayırmak lazım” diyen Kavuncu, “Geçici koruma kapsamındaki Suriyelilerle Afganistan, Pakistan, vize muafiyeti uygulanan Afrika ülkelerinden gelen düzensiz göçü birbirinden ayırmamız lazım. İkinci konuyla ilgili yapılması gereken, sınırları bir an önce kapatmak. Türkiye’yi bir hendek ülkesi haline getiren bu anlayışı veya Avrupa’yı göçmenlerden koruyacak ve Türkiye’yi bir geçiş ülkesi haline getiren bu çirkin yaklaşımı bir an önce terk etmek gerekiyor. Sınırların rahatlıkla geçilen bir yer olmadığını göstermek lazım. 2021’de Taliban’ın hâkimiyetinden sonra kaç kişi geldi onu bilmiyoruz. Fakat orada, Taliban’a karşı ABD ile birlikte mücadele eden unsurların sanki bir protokolle Türkiye’ye gelmeleri konusunda bir imkân sağlanmış gibi. Bunu yalnızca bir iddia olarak dile getirebiliriz. Yani bir şüphe, kimseyi itham etmiyorum. Yoksa ben Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve ordusunun bu sınırları kontrol edemeyecek kadar zafiyet içerisinde olduğuna inanamam. Özellikle yıllardır her bölgede terörle mücadele eden bir devletin sınırları kevgire döner mi?” ifadelerini kullandı.

“ÜLKENİN DEMOGRAFİK YAPISI NASIL DEĞİŞECEK GÖRÜYORUZ”

Sığınmacı sayılarına dair verileri de paylaşan Kavuncu, “Şeffaflığını kaybetmiş bir devlette veriler de sağlıklı değil. 2010-2020 arasında 1.7 milyon düzensiz göçmen gelmiş. Bunlar geçici koruma kapsamındaki Suriyeliler değil. Bunlardan 400 bini sınır dışı edilmiş. Geriye kalıyor 1.3 milyon insan. Bunlardan 600 bini uluslararası koruma statüsüyle burada tutuluyor. Toplamda, buradan yola çıkarak 8 milyon gibi ciddi bir sayıya buradan geliyoruz. 6.2 milyon, Suriyeli sığınmacılar ve düzensiz göçmenlerin toplamı… 1.4 milyon ise ikamet izniyle Türkiye’de bulunanlar. Bunların hepsini topladığınız zaman büyük ağırlık Suriyeli sığınmacılarda ve yaklaşık olarak, bizim tahminimiz 2.5-3 milyon da Afganistan ve Pakistan’dan gelen düzensiz göç söz konusu. Düzensiz göçle ilgili resmi veriler 500 bin dolayında olsa da takip edilemeyen, kayıt altına alınmayan sayının bunun yaklaşık 5 katı olduğu söyleniyor. Bu çok ciddi bir sayı. Siyasetçiler olarak bunu gündemde tutmak ve çözmek için kafa yormamız lazım. Türkiye’de dünyaya gelen 700 binden fazla Suriyeli çocuk var. Buradan yola çıkın. Eğer bu konuyla ilgili çözüm bulmazsak ülkenin demografik yapısı nasıl değişecek onu net bir şekilde görüyoruz. Bütün bunların ekonomik boyutu var. 200 bin vatandaş deniyor. Bunun bir kısmı çocuk ama bugün böyle. Acilen vatandaşlıkla ilgili adım atılmalı ve geçici koruma altındakiler vatandaş olmamalı. Olmuş olanların da uzun bir süre oy kullanmasının önüne geçilmesi lazım. Bir ülkenin vatandaşı olmanın şartları belli. Bir başka problem tabii ki güvenlik meselesi” dedi.

Haberi Paylaş: https://www.ktrhaber.com/?p=3908